Akıllı cep telefonunuz ile bir ürüne dokunduğunuz zaman o ürüne gerçekten dokunuyormuş gibi olacaksınız. Mesela giysi arayışınızda, akıllı telefonunuzu kullanarak, İncelediğiniz giysinin kumaşının dış yüzeyini veya iç kısmının dokusunu ekran yüzeyinden hissedebildiğinizi hayal edin. Ya da dünyanın öbür ucundaki el işi bir üretimin boncuklarının ve örgülerinin detaylarını hissedebildiğinizi düşünün. Önümüzdeki yıllarda perakende gibi sektörlerde mobil cihazları kullanarak bir ürüne dokunabilmenin gerçek olması bekleniyor.
IBM’deki araştırmacılar, sanal dokunma hissi verebilen “haptic” teknolojileri, kumaşı hissedebilmek ve tipini anlamak için dokunmaya benzeyen bir algı oluşturmayı hedefliyor. Telefonların titreşim özelliklerinden yararlanarak nesnelere kendilerine kızılötesi ve baskıya duyarlı teknolojileri kullanarak perakende, sağlık gibi sektörler için uygulamalar geliştiriyor ve alışveriş sırasında akıllı telefonun ekranındaki öğenin resmine temas ederek özgü kısa hızlı ya da uzun süreli ve güçlü titreşim modelleri sunularak dokunma deneyiminin oluşturulması planlanıyor. Titreşim modeli: ipek, keten ya da pamuklu kumaşı birbirinden ayırabilecek ve fiziksel olarak gerçekten dokunmak ile benzer bir algının oluşturulmasına yardımcı olacak.
Şu anda oyun sektöründe var olan sanal dokunma hissi veren “haptic” ve grafik teknolojilerini kullananlar, son kullanıcıyı benzer bir ortama götürüyor. Bu noktadaki fırsat ve zorluk ise, teknolojiyi her an her yerden ulaşılabilir kılmak, günlük deneyimlerimizle iç içe olabilmesini sağlamak ve yaşamımıza daha fazla katkıda bulunabilmesine olanak tanımak. Bu teknoloji, ileride günlük hayatın her noktasında karşımıza çıkıp akıllı telefonlarımızı çevre ile doğal ve kullanımı kolay etkileşim kurmamızı sağlayan araçlara dönüştürebilecek.