Tıp dilinde oniomania olarak adlandırılan ve compulsive shopping olarak da bilinen alışveriş hastalığı, kişinin ihtiyacı ve yeterli parası olmaksızın, düşüncesizce birçok şeyi satın almasıdır. Dizilere konu olmaya bile başladı. Bu hastalık doğrudan kendini göstermediği için yani baş ağrısı, mide bulantısı gibi kendisini fiziksel olarak göstermediği için tespiti de zor olacaktır. Hastalık ancak ilerlediği zaman anlaşılacaktır. Alışveriş hastalığına kapılan kişiler alışveriş sonrası sıkıntı ve suçluluk duyarlar. Alışveriş yapamadıkları zamanda sıkılır ve kendilerini kötü hissederler. Bu sıkıntılarını gidermek için de tekrar alışveriş yaparlar. Bu durum tam bir kısır döngüdür.
Kişi bunu bilinç dışı yapmaya başlar. Kendilerini kısa bir süre rahatlamış hissederler. Kişi aslında bu sayede artan mutsuzluğunu bastırmaya çalışır. Paylaşılamayan mutsuzluk kişiyi bu yönde bir rahatlamaya iter. Aile içinde yaşanan sıkıntılar, kendini sözel ifade edememe, yaşanılan sorunları uygun dille açıklayamama gibi iletişim problemleri kişide sıkıntı ve gerginlik hali yaratı r. Öte yandan, kişinin özsaygı ve özbenlik algısındaki düşüklük, kendini yeterli görmeme, kendi özelliklerine değil sahip olabileceklerine değer verme gibi birçok kişisel neden bu hastalığa yakalanmanın temel nedenleridir. Alışveriş hastalığından söz edilse de, tıpta henüz hastalık sınışandırması içinde değildir. Ancak artık bu durumun etkileri birçok hayat yıkmaya başlamıştır. Özellikle neden olduğu kredi kartı mağduriyetleri, bitmek tükenmeyen aile içi kavgalar en başlıca nedenlerdir.
Ekonomik durumu elveren kesim dilediğince alışveriş yapabilmesine karşı n diğer grup bu özgürlüğe sahip olamadığı için yaşadığı stresi eşine ve çocuklarına yansıtmaktadır. Bir çoğu, her seferinde evden çıkarken kendine söz verir. Bu sefer asla bir şey almayacağı m diye ama nafile, elleri yine dolu gelir gerisin geri evine. Kadınların daha çabuk etkilendiği bu hastalık erkekleri daha çok elektronik eşya alma konusunda esir almaktadır. Özellikle kış aylarında insanın ruhsal anlamda daha depresif olması kendini daha mutsuz hissetmesi, bu durumun en büyük tetikleyicisidir. Bunu fırsat bilen işletmeciler de kişilerin ruhlarını okşayıcı, onların bu zayıf yanlarını avlayabilecekleri promosyonlar aracılığıyla hedefi tam on ikiden vuruyorlar.