USB TV alıcıları temelde “tuner” adıyla anılan radyo alıcısı ve video kodlayıcısından oluşur. TV alıcılarının hepsi aslında kompozit video girişine sahip olacak biçimde tasarlanmıştır. Ama üretici gerek görürse bu RCA tipi video girişini ürüne yerleştirir. Zaten her USB TV alıcısında var olan kompozit girişe TV yayınlarının video sinyali biçimde aktarılması gerekir. işte bu görev tunere aittir. Tuner radyo dalgaları üzerinden aktarılan yayınları video sinyaline çevirme görevini üstlenir. Video sinyaline çevrilmiş TV yayını artık analog dijital çeviricide işlenmeye hazırdır.
USB TV alıcıları video sinyalini bir seri dijital biteşlem görüntüye dönüştürür. PAL renk sistemiyle uyumlu TV yayınlarında görüntü 625 satırdan oluşur. 625 satırdan 50’si teleteks bilgisi içerir ve görüntüde kullanılmaz. Bu satırlar kodlayıcıda 768 parçaya bölünür ve her parça içinde yer alan renk bilgisi hesaplanır. Görüntünün dijitalleştirilmesi aşamasında her bir parça için mavi, yeşil, kırmızı renkler olmak üzere temel renk bilgisi üretilir. Bu işlem bir satırdaki 768 pikselin her biri için tekrarlanır. Günümüz USB TV alıcılarında 4:3 ekran oranını kullanılıyor. Bu oranla USB TV alıcılarındaki görüntünün 768 yatay, 575 düşey pikselden oluştuğu söylenebilir. Tek bir kare görüntü için her piksele ait renk bilgisiyle birlikte ortalama 441600 (768 x 575) piksellik veri oluşturulur.
Akıcı video için saniyede en az 25 – 30 karenin görüntülenmesi gerektiğinden video karelerinin saniyede 30 kez yakalanması gerekir. Akıcı video için çok miktarda veri üretilmesi gerektiğinden oluşan ham video veri bilgisayar tarafında işlenmesi ve saklanması zor bir hal alacaktır. Bu aşamada tüm dünyada yaygın biçimde kullanılan video veri sıkıştırma formatları imdada yetişir. USB TV alıcılarında kullanılan görüntü formatlarının en yaygını, hazırlayan çalışma grubunun ismiyle anılan MPEG’dir (Moving Picture Experts Group). MPEG1, MPEG2 formatları yaygın olarak kullanılmakla birlikte son zamanlarda Xvid, WMA, DivX gibi yeni görüntü formatları kabul görmeye başladı. Gelişmiş video sıkıştırma formatları sayesinde görüntü kalitesinden ödün vermeden daha az veriyle görüntü kaydı mümkün olabiliyor. Önümüzdeki yıllarda MPEG4 ve MPEG4 temelli görüntü formatları yaygın kullanım konusunda MPEG1 ve MPEG2’yi tahtından edebilir.