Dokunmatik ekranlar dokunuşu nasıl algılıyor? Rezistif ekran nedir, nasıl çalışır? Kapasitif ekran hakkında bilgi, iki ekran arasında ne gibi farklılıklar bulunmaktadır. Avantajları ve dezavantajları nelerdir? Günümüzde dokunmatik ekranlar kol saatlerinde dahi kullanılmaktadır. Değişik kullanım modlarını destekleyen kontrolcülerden gelen bilgiler bu basit LCD (Likit Kristal Display) ekranlar tarafından kullanıcıya sunuluyor. En basit LCD’lerde rakamları ve harfleri temsil eden ana hatlar çizili ve bunların aktifleşmesini sağlayan düşük akımlar uygulandığında görüntü (genelde beyaz zeminde siyah) beliriyor. Daha gelişmiş ekranlardaysa çok sayıda ufak noktaların oluşturduğu pikseller var ve bu sayı arttığında ekrandaki görüntü daha net hale gelebiliyor. Modem cihazlardaki ekranlar artık binlerce renk destekli çünkü az önce söz ettiğimiz ufak piksellerin içinde üç temel renkten LED lambalar yer alıyor. Kombinasyonları gerçekleştiren kontrolcüler sayesinde net ve berrak görüntüler elde edilebilir hale geldi. Telefonlar, MP3 çalarlar, dijital fotoğraf makineleri, taşınabilir oyun konsolları, GPS navigasyon cihazları, radyolar ve taşınabilir bilgisayarları ekransız düşünemez hale geldik.
Son zamanlarda gerçekleşen en büyük akımsa bu ekranların dokunmatik hale gelmesi. Artan ilgiden ve seri moda geçen dokunmatik destekli ekran üretiminden ötürü maliyetler azaldı ve tercih edilen bir özellik oldu. Cihazların boyutu azalırken aksine ekranlar büyüdü ve kontrol butonları ortadan kalktı. Bundan yıllar önce de dokunmatik ekran içeren PDA’ler, akıllı telefonlar ve navigasyon cihazları vardı ama kullanılan yazılımlar çok pratik olmadığından, dokunmatik ekran teknolojisi tam olarak olgunlaşmadığından istenen kullanıcı memnuniyeti elde edilemiyordu. Boyutu, çözünürlüğü ve hassasiyeti düşük olan eski nesil dokunmatik ekranlı cihazları kullanmak için genelde özel tip ince kalemlere (stylus) ihtiyaç duyuyorduk. Bu söz ettiğimiz ekranlarda rezistif olarak adlandırılan dirence duyarı alıcılar yer alıyordu. Yani bariz biçimde ekran üstündeki alana tıklatmadan işlem gerçekleşmiyordu. Şimdilerde bile bankamatiklerde kullanılan ekranlarda rezistif dokunmatik alıcılar yer alıyor.
Rezistif Dokunmatik Ekranlar Nasıl Çalışır
Tüm ekranlarda farklı tip ince katmanlar sıralı olarak dizili ve bunların bir araya gelmesiyle görüntü elde ediliyor. Dokunmatik ekranlarda üst kısımda fazladan katmanlar bulunuyor. Rezistif dokunmatik ekranların üst kısmında çok az aralıkla ayrılan iki ince şeffaf katman yer alıyor. Elektriksel anlamda dirence sahip olan bu özel katmanlardan en üsttekinin alt yüzünde, altındakininse üst yüzünde yer alan özel kaplamalar görev yapıyor. Ekrana dokunulduğunda bu iki katman birbirine temas ediyor ve voltaj değişiminin raporlanmasıyla işlem tamamlanıyor. Maliyeti düşük ve dış etkenlere dayanımı yüksek olan bu tür dokunmatik ekranlar en üstteki ek katmanlardan ötürü en berrak görüntüyü vermeyi başaramıyor. Son zamanlarda yerini kapasitif dokunmatik ekranlara bıraktılar.
Kapasitif Dokunmatik Ekranlar Nasıl Çalışır
Son nesli temsil eden kapasitif dokunmatik ekranların üst kısmında şeffaf bir kimyasalla kaplı olan cam gibi bir yalıtkan yer alıyor. İnsan vücudundaki iletken yapıdan ötürü ekrana dokununca ortaya çıkan elektrostatik alan dalgalanmasının meydana getirdiği kapasitans değişimi algılanıyor. Bu sistemde klasik eldiven ya da yalıtkan kalemle kullanım imkansız. Özel tip eldiven ya da kalemler gerekli oluyor. Alıcılar LCD içine yerleştirildiğinden ve ek katmanlar gerekmediğinden ekranlar çok daha ince üretilebiliyor. Ayrıca dokunma sırasında hassasiyet yüksek ve basınç gerekmiyor. Maliyeti daha yüksek olan bu versiyonun sunduğu görüntü kalitesi daha yüksek.
İletken içeren ITO katmanları arasında yer alan esnek kabarcıklı katman sayesinde ikisi arasında belirli mesafe sağlanıyor. Basınç ile bu mesafe kapanıyor ve iletim gerçekleşince geri kalan konum bilgisini elde etmek oluyor. Bu sistemde kalınlık artıyor. ITO katmanlarından ötürü görüntünün iletilme netliği yüzde 80 seviyesini aşamıyor. Sağdaki kapasitif sistemde netlik kaybı yok. Ayrıca birden çok alıcı yerleştirilebildiği için aynı anda birden çok noktaya gerçekleşen dokunuş algılanabiliyor. Ayrıca başka teknolojileri esas alan dokunmatik ekranlar da var. LCD monitörlerin dokunma destekleyen versiyonlarında kenarlardaki çıtalar içinde gizli kızılötesi verici ve alıcılar var. Bu sayede ekranın üst kısmında gözle görünmez ışınlardan oluşan bir kalkan meydana geliyor. Dokunma anında bu ışınlardan bazıları kesiliyor ve algılama gerçekleştiğinde kullanıcının dokunmak üzere yaklaştığı noktanın yeri tespit ediliyor. Sonuç olarak ekran üstüne ek tabaka eklenmemiş oluyor ve görüntü kalitesi değişmiyor. Parmak dışında kalem ya da herhangi bir araç kullanılabiliyor. Diğer seçeneklere göre daha pahalı bir sistem. Son olarak yüzeysel akustik dalga teknolojili (SAW) dokunmatik ekranlar karşımıza çıkıyor. Ses dalgalarını kullanan bu sistem çok yaygın değil.
Dokunmatik Ekranların Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir
Dokunmatik ekranların ve özellikle de kapasitif esaslıların bu derece ilgi görmesinin nedeni kullanım kolaylığı. Ekrana gelen görüntüler ve menü seçenekleri başarılı biçimde düzenlendiğinde kullanıcının cihazla ilgili seçenekleri detaylı olarak bilmesi, eski cihazlarda olduğu gibi butonların yerlerini ve görevlerini öğrenmesi (kısa bas, çift bas, basılı tut vb.) gerekmiyor. Butonlar devreden çıkınca elde edilen boş alana daha geniş ekran yerleştirilebiliyor ve kullanıcı deneyimi iyileşiyor. Bazı cihazlarda yer alan hayli geniş QWERTY klavyelerin dokunmatik ekrana taşınmasıyla ciddi derecede alan tasarrufu elde edildi ve kalınlıklar da azaldı. Mekanik parçalar azalınca arıza yapma riski düştü ama kullanıcıların daha dikkatli olması şart oldu. Bilindiği üzere dokunmatik ekranlar genelde dış ortamdan gelecek darbelere karşı açıkta duruyor. Gorilla Glass gibi bazı koruyucu sert kaplamalar var ama bu koruma tüm cihazlarda standart değil. Aniden gerçekleşen bir düşmeden sonra dokunmatik ekran boydan boya çatlayabilir ve cihazın değiştirilmesi şart olabilir. Bir diğer sıkıntı ise sürekli olarak ekrana dokunmadan doğan parmak izleri. Deri üstündeki yağın ekran üstüne geçmesiyle oluşan izler can sıkıcı olabiliyor ve görüntü netliği düşebiliyor. Ekranın çizilmesini ve kirlenmesini engellemek için kullanılan özel şeffaf kaplamalar var. Bunlarla birlikte dokunma hassasiyeti ve görüntü netliğinde düşüş gerçekleşebilir. En iyisi Gorilla Glass türünden özel kaplama içeren ekranları tercih edip koruyucu tabaka eklememek.
Çoklu Dokunmatik Desteği Olan Ekranlar
Son nesil kapasitif dokunmatik ekranlar çok daha gelişmiş durumda ve işletim sistemlerinin de gelişmesiyle çoklu dokunma yaygınlaştı. Örneğin fotoğraflara, haritaya, kamera görüntüsüne bakarken yakınlaşmak ya da uzaklaşmak için çift parmakla çimcik hareketi yapıyor ve zaman kazanıyoruz. Ekrandaki görüntüyü döndürmek için de bunu temsil eden hareketi çift parmakla gerçekleştirmek yetiyor. Daha fazla çoklu dokunma görmek istiyorsanız oyunları deneyin deriz. Karakteri yönetmek, zıplatmak, ateş etmek vb için çok sayıda farklı kombinasyonlar uygulayabilirsiniz. Alıştıktan sonra çok sayıda tuş içeren eski gamepad’leri unutmanız son derece kolay. Cep telefonlarından çok tablet bilgisayarlarla gelen 7 inç ve üstü geniş dokunmatik ekranlar oyunlar için ideal. Bazı üreticiler hepsi bir arada bilgisayarlara ve dizüstü bilgisayarlara da dokunmatik panel ekledi. Buradaki sorun dikey duran bir ekrana dokunmanın yorucu olması. Gorilla Arm olarak bilinen aşırı kol yorulması sendromunu yaşamak isteyenler tablet gibi ekranı yatay cihazlardan öteye geçmemeli. Dokunmatik ekran kullanımını kolaylaştıran özelliklerse sesli ve titreşimli besleme. Haptik olarak geçen sistem sayesinde ekrana dokunulduğuna ses duyuluyor yada titreşim hissediliyor. Bu sayede daha hızlı biçimde kullanmak mümkün olabiliyor.